T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / ARNAVUTKÖY - İBB YILDIRIM BEYAZIT İLKOKULU

Haberler

Ock

1-B sınıf öğretmeni Nihan Hastürk TAŞ´a göre mandala sadece zihni boşaltma yöntemi ve göze hoş gelen bir boyama değil, bunun ötesinde özümüzle bağlantı kurmamızı sağlayan bir araçtır. 

Öğrencilerimiz "F" sesini öğrenirken bunu içselleştirmek adına mandala çok etkili bir çalışma etkinliğidir. "F" sesinin olduğu nesneler aslında hayatımızın parçası olan günlük hayat gördüğümüz bildiğimiz kullandığımız şeyler aslında. Mandala pozitif enerji yaymasının yanı sıra kişinin iç dünyasını yansıtır. 

Mandala çizmek sağ beyini çalıştırdığı için yaratıcılığı, konsantrasyonu ve iç huzuru artırır. Derslerimize katkısını ziyadesiyle gördüğümüz bir etkinlik mandala.

Ock

Türkiye ve AB tarafından finanse edilen "Bütünleştirici Eğitimin Geliştirilmesi Projesi" (BEGEP) kapsamında "Sivil Toplum Kuruluşları ile İş Bİrliğinin Güçlendirilmesi Çalıştayı" düzenlendi.

Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen Bürünleştirici Eğitimin Geliştirilmesi Projesi (BEGEP) kapsamında düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşları ile İş Birliğinin Güçlendirilmesi Çalıştayı", yetkili isimleri, eğitim uzmanlarını ve bütünleştirici eğitim alanında faaliyet gösteren STK'ları bir araya getirdi.

Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve özel eğitim ihtiyacı olan çocuklara akranlarıyla birlikte uygun eğitim ortamlarının sağlanmasını amaçlayan proje kapsamında gerçekleştirilen çalıştayda, BEGEP'in tanıtım filmi gösterildi.

12 Pilot ilde çalışma yapılacak

Finansmanı AB ile ortak yürütülen BEGEP, 2014 - 2020 Dönemi Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA II) kapsamında hayata geçirildi.

Ankara, Adana, Balıkesir, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Konya, Samsun ve Trabzon olmak üzere 12 pilot ilde yürütülecek proje, Ağustos 2022'de sona erecek.

Proje; özel eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan, akranlarından farklı gelişme gösteren özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler ile özel yetenekli öğrencilere uygun eğitim ortamlarının yaratılmasını hedefliyor. Bu çocukların herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmadan eşit eğitim imkanlarından faydalanması, sunulan özel eğitim hizmetlerinin kalitesinin artırılması yoluyla özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin topluma entegrasyonunun sağlanması da amaçlar arasında.

Örgün eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler, yöneticiler, Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM) öğretmenleri, Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde (RAM) görev yapan personel ve konuyla ilgili çalışmalar yapan STK'lar. projenin hedef gruplarını oluşturuyor. Projenin en önemli faaliyetleri arasında; 12 pilot ilde 5 bin öğretmenin yararlanacağı eğitimler ile yenilikçi yaklaşımlar konusunda kurumsal kapasitenin geliştirilmesi için 700 BİLSEM öğretmenine yönelik verilecek STEM eğitimleri yer alıyor.

Özel eğitim ve kaynaştırma / bütünleştirme eğitiminin önemi konusunda başta öğretmenler ve okulların yöneticileri, örgün eğitim veren okullardaki çocukların aileleri ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere çeşitli hedef grupların farkındalığının artırılmasına yönelik kampanyaların da uygulanacağı projeyle, ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla özel eğitim ve kaynaştırma / bütünleştirme eğitimi konusunda koordinasyon ve iş birliğinin geliştirilmesi hedefleniyor.

Ock

2-D Sınıfı öğrencileri geometrik şekilleri öğrenirken model yapım etkinliği ile yaratıcılık becerileri ve düşünme becerilerini geliştirerek oyun hamuru ve çöp şişler yardımıyla geometrik şekillerden oluşan modeller tasarlayıp eğlenirken öğrenmenin keyfini yaşıyor.

Ock

Özel Eğitim Sınıfı Kabartmalı Resim Etkinliği

Ock

1-B Sınıfı Dikkat ve Koordinasyon Etkinliğinde Performans Sergiledi

Ock

Çocukların gelişim sürecinde etkin rol model olan velileri pratik bilgilerle daha aktif şekilde desteklemek amacıyla hazırlanan "BİZDEN" adlı aylık bültenin ikinci sayısı yayımlandı. 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından, çocukların gelişim sürecinde etkin rol model olan velileri pratik bilgilerle daha aktif şekilde desteklemek amacıyla hazırlanan 'Bizden' adlı aylık bültenin ikinci sayısı yayımlandı. Velilere ulaştırılmak üzere öğrencilere dağıtılan bültende bu ay 'müze' kavramı, 'okul çağı çocuklarında kahvaltının önemi ve gıda okur yazarlığı' konuları ile 'çocuklarını hayat karşısında güçlü kılmak isteyen anne ve babalara öneriler' bulunuyor.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da bültende "Ziya öğretmen diyor ki" başlığı altında bir yazı kaleme aldı. Bakan Selçuk, yazısında öğrencilerin anne ve babalarına şöyle hitap etti:

"Doğada her şey yenilenir. Güneşin her gün doğuşu, her akşam batışı, mevsimlerin gelişi, baharda toprağın uyanışı, aldığımız her nefes hep bu yenilik üzerine. İnsanlar farkına varmasalar da her an bir yeniliğin içindeler. Anne baba olarak bizler de bu yeniliğin, bu akışın içindeyiz. Çocuklarımızla ilişkimizi, kendimizle, birbirimizle, çevremizle, doğayla ilişkimizi gözden geçirmek ve yenilenmek için her an bir fırsat. Bu kısa yazıları, buradaki uzman bilgilerini değişimin küçük bir hareketi olarak kabul edin ve lütfen yaşantınızda uygulayın. Bu ay çocuklarımızın yarı yıl tatili var. Yeni yıl ve ara tatil bir başlangıç olsun. Tüm yılımızı, çocuklarımızla sevgiyle, saygıyla, bilgiyle, görgüyle, kültürle, neşeyle geçirmenizi dilerim. Benim için gerçek okul-aile iş birliği o zaman layıkıyla hasıl olur. İyi seneler olsun."

Bültenin 'okul çağı çocuklarında kahvaltının önemi ve gıda okur yazarlığı' konulu bölümünde, 'Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki kahvaltı ile güne başlayan çocukların hem konsantrasyonları daha yüksek olur hem de sağlıklı gelişim için gerekli enerji ve besin ögelerini alır. Bir çocuk uyandıktan sonraki ilk bir saat içinde kahvaltısını etmeli. Kahvaltısını evinde yapabileceği gibi doğru hazırlanmış bir beslenme çantasıyla okulunda da yapabilir. Evde ya da okulda, kahvaltı tabağında ya da beslenme çantasında her besin grubundan besin olmasına dikkat edin" ifadeleri de bulunuyor.


ANNE VE BABALARA ÖNERİLER

Bültende, 'Çocuklarını hayat karşısında güçlü kılmak isteyen anne ve babalara öneriler' de yer aldı. Sağlıklı ve kendisine yeten bir genç yetiştirmenin, okul ve eğitim sisteminin görevi olduğu kadar, aile içinde kurulan ilişkiler ile anne ve babanın kendi sorumluluklarını yerine getirmesine bağlı olduğu belirtilen öneriler bölümünde, şu ifadelere yer verildi:

"Başarısızlığı kötü bir şey olarak göstermeyin. Hiç başarısızlık yaşamamış olan insanlar ya hiçbir şey yapmamışlardır ya da kendilerini hiç zorlamamışlardır. Çocuğunuz üzüldüğü, hayal kırıklığı yaşadığı zaman duygularını anladığınızı gösterin, yanında olun ancak sorunları onun adına çözmeyin. Bunun için de karşılaştığı güçlükleri kendisinin çözmesi gerekir. Hayat başarısı için çocuğun kendisine güvenmesinden çok daha önemli olan karşılaştığı sorunları kendisinin çözeceğine inanmasıdır. Sorun çözme becerisi sorunları çözerek gelişir. Başarısız olan veya hata yapan çocuğunuza soracağınız soru, 'Ne öğrendin?' sorusu olmalı ve soru çocuğun hayal kırıklığını yoğun olarak yaşadığı an değil, duyguları yatıştığı zaman sorulmalıdır. Çocuğunuzu suçlamayın, 'Sana söylemiştim..., sözümü dinleseydin...' türü ifadeler kullanmayın. Başarılı olduğu durumlarda zekasını, yakışıklılığını veya güzelliğini övmeyin. Gayret, çaba ve niyetini takdir edin. Çocuğunuzun hatalarından çok, doğru yaptıklarını yakalayın ve o konularda olumlu geribildirim verin, övün. Her yaptığını da övmeyin. Küçük yaştan başlayarak aile içinde oynadığı her oyunu o kazanmasın. Başarısızlığın doğal olduğunu öğrenmenin ilk adımı budur."

Ock

Öğretmenlerinin hazırladıkları partide çocuklar doyasıya eğlendi. Miniklerin bir yaş daha büyümelerinin mutluluğu yüzlerine yansıdı. Doğum günü pastalarını hep beraber üfleyerek anın tadını çıkardılar. Daha sonrasında öğretmenlerinin kendileri için hazırladıkları hediyeleri alınca mutlulukları bir kat daha arttı.  

Öğrencilerin bireysel doğum günü kutlaması gerçekleşmiyor. Bireysel kutlamalar yerine tüm okul olarak yapılan bir yaş büyüdüm partisi ile eğlenceli ve eşit bir şekilde kutlamalar gerçekleştiriliyor. 

Geleceğe hazırladığımız çocuklarımız en değerli varlıklarımızdır. Onların geleceğe hazırlanmasında anne ve babaların sorumluğunu paylaşan eğitim kurumlarımızın bir görevi de onlara değerli olduklarını hissettirmektir. 

Ock

Özel Eğitim Sınıfı Dikkat ve Koordinasyon Etkinliğinde Performans Sergiledi

Ock

Öğretmenlerinin hazırladıkları partide çocuklar doyasıya eğlendi. Miniklerin bir yaş daha büyümelerinin mutluluğu yüzlerine yansıdı. Doğum günü pastalarını hep beraber üfleyerek anın tadını çıkardılar. Daha sonrasında öğretmenlerinin kendileri için hazırladıkları hediyeleri alınca mutlulukları bir kat daha arttı.  

Öğrencilerin bireysel doğum günü kutlaması gerçekleşmiyor. Bireysel kutlamalar yerine tüm okul olarak yapılan bir yaş büyüdüm partisi ile eğlenceli ve eşit bir şekilde kutlamalar gerçekleştiriliyor. 

Geleceğe hazırladığımız çocuklarımız en değerli varlıklarımızdır. Onların geleceğe hazırlanmasında anne ve babaların sorumluğunu paylaşan eğitim kurumlarımızın bir görevi de onlara değerli olduklarını hissettirmektir. 

Ock

Programlarda, hızla değişen dünyaya daha kolay adapte olabilecek becerilerle donatılmış, düşünen, araştıran, sorgulayan, yaratıcı ve yansıtıcı düşünen, üretici, iletişim kurabilen ve kendisi, ülkesi ve dünyayla barışık insanların yetiştirilmesine önem verilmiştir. Ülkemizde şu an uygulanmakta olan öğretim programlarının, eğitim bilimleri ve teknolojideki hızlı gelişmeler, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş süreci, ihtiyacından ortaya çıktığı bilinmektedir (Turan, 2006. 

Hazırlanan öğretim programlarının, ezberci anlayışa son vereceği belirtilerek tümüyle davranışçı yaklaşımlardan öte, bilginin taşıdığı değeri ve bireyin var olan deneyimlerini dikkate alarak, bireyin yasama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun çözmesini destekleyici ve geliştirici bir yaklaşım doğrultusunda hazırlandığı vurgulanmıştır. Bu programla, öğrenci ve etkinlik merkezli, bilgi ve beceriyi dengeleyen, öğrencinin kendi yaşantılarını, bireysel farklılıklarını dikkate alan ve çevreyle etkileşimine olanak sağlayan yeni bir anlayışın yaşama geçirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir (MEB, 2005).

Programlarda, hızla değişen dünyaya daha kolay adapte olabilecek becerilerle donatılmış, düşünen, araştıran, sorgulayan, yaratıcı ve yansıtıcı düşünen, üretici, iletişim kurabilen ve kendisi, ülkesi ve dünyayla barışık insanların yetiştirilmesine önem verilmiştir (Boydak, 2008).

Türkiye 2004 yılından önce ‘Esasicilik´ felsefesi ile ilerliyordu.2004 yılından sonra Yeniden Yapılandırmacılık ve İlerlemecilik felsefesi ile devam etmeye karar verdi. Milli Eğitim Bakanlığı, 2004 yılında öncelikle ilköğretim programlarını, daha sonra da ortaöğretim programlarını sil baştan yeni bir anlayışla hazırlatarak, uygulamaya koymuştur. 

Bakanlık, 2004 yılına kadar eğitim sistemimizde hakim psikolojik anlayış olan davranışçılığı ve esasında daimici ve esasici eğitim felsefelerini sil baştan yaparak, bunların yerine pragmatik felsefenin eğitime yansıtması olan ilerlemecilik ve sosyal-bilişsel psikolojik temelli yapılandırmacı yaklaşımını benimsemiştir. Buna paralel olarak, öğretim programları yapılandırmacı yaklaşım ışığında hazırlanmış ve ders kitapları da bu yaklaşım temelli olarak tasarlanmıştır. 2004 yılına kadar davranışçı yaklaşımın eğitim sistemimizin her kademesindeki, özellikle de programlardaki izlerini görmek mümkündür. Özellikle, programlarda hedefler Bloom ve diğerlerinin (1956) "bilişsel alan taksonomisi" esas alınarak oluşturulmuştur. Programlarda hedefler her ne kadar davranışçılığa dayanan Bloom taksonomisindeki basamaklara göre hazırlansalar da, öğretim ve öğrenmede bu basamaklarda bilgi ve kavramanın ötesine geçilememiştir. Zamanla, taksonomideki üst düzeyli basamaklar ihmal edilerek, programlar "bilgi" basamağına mahkûm kalmış, nihayetinde ise temel görevi bilgiyi kazandırmaktan daha öteye gidememiştir. Yapılan öğretim de, öğrencilere bilgi kazandırmaktan ve bu bilgileri ezberletmekten başka bir durum arz edemez konuma gelmiştir.

Ancak, pek çok alanda yaşanan değişim ve gelişmeler, yetiştirilecek olan insanların özelliklerine ilişkin beklentileri de beraberinde değiştirmiştir. Daha önceleri, bilgiye önem veren iken, Bugün artık gereksiz bilginin anlamsızlığı tartışmaya açılmış ve "bugünün cahilliğinin okuyamayan değil, öğrenmeyi öğrenemeyen olduğu görüşü" (Toffler, 1992) taban bulmuştur.

21. yüzyılda bilgi kavramının önemi hızla artmış, ancak bilgi ve bilim anlayışları hızla değişmiştir (Boydak, 2008)

Bu yüzyılda bilgi deposu veya ayaklı kütüphane insan özelliğinden daha ziyade, eleştirel bakış açısına sahip, yaratıcı, sürekli ve yaşam boyu öğrenen, araştıran, vb. insan özelliği bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çünkü, bilgi sürekli olarak değişmektedir ve bu değişime adapte olabilecek olan bireylerin ise bir takım beceri ve özellikler ile donanık hale gelmesi önem taşımaktadır.

Tüm bu gelişmeler ışığında, eğitimde yaşanan memnuniyetsizlikler ile birlikte artan, farklı beklenti ve talepler bireylerin yetiştirilmesinde hayati öneme sahip olan eğitim programlarının ciddi anlamda gözden geçirilmesini, hatta sil baştan yapılmasını gerektirmekteyken, çağdaş dünyada yaşanan gelişmelerin programlara yansıtılması bir gereklilikten daha ziyade, zorunluluk haline gelmiştir.

Buna istinaden Milli Eğitim Bakanlığı 2004 yılında öğretim programlarını baştan aşağıya yapılandırmacı eğitim yaklaşımını merkeze alıp değiştirerek, uygulamaya koymuştur.

Ock

Bilge Tonyukuk Göktürk Hükümdarı Bilge Kağanın veziri olmasının yanı sıra bilinen ilk Türk tarihçisi ve yazarıdır. 2020 yılı UNESCO tarafından 'Bilge Tonyukuk Yılı' ilan edildi. Hayırlı olmasını temenni ederiz.

Bilge Tonyukuk Kimdir? 

Bilge Tonyukuk Adı bilinen ilk Türk yazar, tarihçi ve büyük devlet adamı. Milattan sonra 8. asırda Göktürkler devrinde yaşamış İlteriş (Kutluk) Kağan, Kapagan Kağan, Bögü Han ile Bilge Kağana baş vezirlik yapmış, bazı savaşlarda başkomutan olarak vazife görmüştür.

Bilge Tonyukuk Adı bilinen ilk Türk yazar, tarihçi ve büyük devlet adamı. Milattan sonra 8. asırda Göktürkler devrinde yaşamış İlteriş Kağan (Kutluk), Kapagan Kağan, Bögü Han ile Bilge Kağana baş vezirlik yapmış, bazı savaşlarda başkomutan olarak vazife görmüştür. 

Kendi adına dikilen abideye yazdırdıklarından anlaşıldığına göre; Çin'de doğmuş, Çin esaretinden İlteriş (Kutluk ) Kağanla birlikte kurtularak Türklerin Çin esaretinden kurtuluş savaşını idare etmiş, gençlik yıllarında ataklık ve cesaretiyle, yaşlılığında da tecrübe ve bilgisi ile devletine hizmet vermiştir. Damadı Bilge Kağanın Türk milletini yerleştirmek ve Budist tapınakları açmak gibi fikirlerini reddetmiştir. Bu sebeple milleti her an at sırtında harbe hazır tutmuş ve Türklüğün İslamiyete girmesine zemin hazırlamıştır. Politikayı iyi bilen, halk ruhunu derinlemesine kavramış olan bu meşhur Göktürk vezirinin kendi adına M.S. 720-725 yıllarında dikilen kitabesi, Moğolistan'ın Bayın Çoktu mevkiindedir. 

Sade ve sanatsız bir dille yazılan bu kitabede; Çin esaretinin çilesinden, Çinlilerin hile ve zulümlerinden bahsedilerek halka öğütler verilir. Bazı bölümlerde de kendi hayatından bahisler vardır. 

Bilge Tonyukuk kitabesinden: 

"Tanrı yarlıgadığı için Türk milleti içinde silahlı düşmanı gezdirmedim. Damgalı atı koşturmadım. İlteriş Kağan çalışmasaydı ona uyarak ben kendim çalışmasaydım, il de millet de yok olacaktı. Çalıştığı, çalıştığım için il, il oldu. Millet de millet oldu. Kendim artık kocadım... Şimdi Türk Bilge Kağan, Türk müstakil milletini, Oğuz milletini iyi idare ederek tahtında oturuyor."

Ock

Tinkercad, hayallerinizi gerçek tasarımlara dönüştürecek 3B tasarım ve modelleme yapmayı sağlayan eğlenceli ve bulut tabanlı bir uygulamadır. Tinkercad, kullanımı kolay bir ara yüze sahip olduğundan tasarımcıların yanı sıra öğretmenler ve öğrencilerde rahatlıkla kullanabilir. Tinkercad online bir uygulamadır, bilgisayara indirip kurulum yapmayı gerektirmez. Tasarım yapmaya başlamak için "www.tinkercad.com/"  adresine girerek ücretsiz bir hesap oluşturmanız yeterlidir. Yaptığınız çalışmaları kaydedip daha sonra üzerinde değişiklikler yapabilir, tasarımlarınızı paylaşabilir ve 3B yazıcılardan çıktı alabilirsiniz.

Ock

Oyunun çocuğun bedensel ve ruhsal gelişiminde çok önemli yeri olduğunu belirten uzmanlara göre, anne- babayla doğru iletişim kurmasında önemli rol oynayan oyun, büyüdüğünde çocuğun seçeceği mesleğin de işareti olabilir.

Oyunun çocuk gelişimindeki yeri ve önemine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, çocuğun oyunla kendini en yalın ve doğru şekilde ifade etme imkânı bulduğunu belirtti. Arslan, şunları söyledi:

Oyun Çocuğun Hayatında Çok Önemli Bir Yer Tutar
Günümüz anneleri durumun farkında oldukları için çocuklarıyla nasıl oynayacaklarını sorarlar. Bilirler ki küçükken oynadıkları oyunlar onların büyüdüğü zaman seçeceği mesleğin işaretçisi olabilir. O zaman kendi kendilerine şu soruyu sormalıdırlar: Gelecekte çocuklarının kariyerlerini nasıl planlamayı düşünüyorlar? Çocuklarının ilgileri ne yönde gelişiyor, uğraşmayı seviyor mu, izlemeyi mi tercih ediyor, yalnız başına mı oyun kuruyor, oyun içinde işbirliği yapabiliyor mu, rekabete girebiliyor mu, paralel ilişki kurabiliyor mu, oyunun kurallarını öğrenip uyum sağlayabiliyor mu? Çocuğumuz oyun oynarken bu sorularımızın yanıtını bulabiliriz.

Çocuk Keyif Aldığı Oyunla Gelişir 
Çocukla doğrudan iletişim kurmamıza yardımcı olan oyunlarda dikkat edeceğimiz en önemli husus çocuğun gelişim evrelerini bilip seviyesine inebilmek olmalıdır. Çünkü çocuk ancak seviyesine uygun bir oyunda keyif alabilir, keyif aldıkça eğlenir, eğlendikçe öğrenir, öğrendikçe gelişir, geliştikçe özgürleşir, kendine güveni gelir ve sistemli bir öğrenmeye hazır hale gelir ve yetersizlik hissetmez."

Oyun Eğitim Aracı Olabilir
Oyunun çocuğu eğitmede bir araç da olabileceğini belirten Arslan, ebeveynle güçlü ilişki kurulması konusunda yardımcı olacağını da söyleyerek şöyle devam etti: "Eğer anne isterse zorlandığı alışkanlıkları bile oyuna dönüştürebilir. Örneğin yemeği yerken drama yaparak tabağı, kaşığı, yemeği konuşturabilir ve çocukta doğuştan var olan empati duygusunu geliştirebilir. Uykuya geçerken müziği kullanabilir. Masallar oluşturabilirler sonunu çocuk tamamlar.

Çocuk Oyunda Birey Olmayı Öğrenmeli
Aynı zamanda çocuk anne arasında olumlu duygular da gelişir. Annenin sevecen, az kontrollü ve oyunu çocuğun yönlendirmesine izin veren tavrı anne çocuk arasında güçlü ve mutlu ilişkiler oluşturur. Dikkat edilmesi gereken dengeli ilişkidir. Ne çocuk ne de anne tamamen oyuna hâkim olmalı. Çocuk oyunda birey olmayı öğrenmelidir."

Oyunda Önemli Püf Noktaları 
Sağlıklı anne-baba çocuk ilişkileri için oyun oynarken bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi:

Her gün standart oyun saati ayırın ve ön hazırlık yapın. Oyunda gerekli araçları hazırlayın, göz ilişkisi kurarak ve tüm bedeninizle ve zihninizle orada olarak oynayın.

Sevdiği- sevmediği şeyleri bilin, öğretmek istediğiniz oyunun kazanımlarını bilin. Ne oynatırsanız ne kazanır, hangi zekâ türünü geliştirirsiniz. Fark ederek yapın. Elinin ve dilinin gelişmesi önemlidir. Öz bakım ve öz yönetimi oyunlarla öğretebilirsiniz.

Sokak oyunlarına önem verin, öncelikle bedensel gelişimi destekleyin, sonra sosyal gelişimi destekleyin. 4 yaşından sonra evde de arkadaşlarıyla sizin belirlediğiniz kurallara uyarak oynamasını sağlarsanız sosyal becerileri artar.

Doğada gezintiler yapmak ve gördüğünüz şeyler hakkında bilgilendirmek, yaşına göre ateş yakmayı, yüzmeyi, at binmeyi, ok kullanmayı öğretmek, tüm zekâ gelişimlerini destekler.

Oyun seçiminde fikrini sormak, oyuna ilaveler çıkarmalar yapmasına izin vermek, sabırlı olmak, tekrarlardan sıkılmamak, konuşmak, dinlemek, kutlamak, nazik olmak, güvenmek, iyi ve mutlu bir birey yetiştirmek için kaçınmamamız gereken sorumluluklarımızdır.

Ock

Çocukların okul başarısının öğretmenlerle ilişkili olduğu düşünülür. Ancak yapılan bir araştırma, öğretmenlerden çok sınıf arkadaşlarının okul başarısını etkilediğini ortaya koyuyor.

Çocukların hayatında önemli bir etken olan akran baskısının sonuçları, son zamanlarda akademisyenler tarafından daha çok incelenir oldu. Michigan Üniversitesi´nce yapılan ve International Journal of Educational Research´te yayınlanan bir araştırmaya göre, konu okul başarısı olduğunda, öğrencilerin akran baskısı nedeniyle öğretmenlerinden çok sınıf arkadaşlarından etkilendiği görüldü.

Araştırma için üniversite öğrencileri baz alındı ve bir grup öğrenci internet üzerinden psikoloji dersi aldı. Öğrencilerin, sınıf arkadaşlarının onlar hakkındaki görüşlerinden ve sınıf arkadaşlarından öğrendiklerinden daha çok etkilendiği görüldü. 

Arkadaş seçimi çok önemli, araştırmanın sonuçlarını da baz alarak konuşacak olursak, elbette çocukların etrafında kimlerin olduğunun onların kişilikleriyle ve başarılarına etki ettiğini söyleyebiliriz. Okulu önemseyen öğrencilerce çevrelenmiş bir ortamda eğitim alan öğrencinin ortaya koyacağı okul başarısı da oldukça net oluyor.

Ock

Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı'nda ilk kez "Elektrikli Araçlar Dalı" açılıyor. Bursa Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde önümüzdeki yıl eğitimler başlıyor.

Türkiye, ilk yerli otomobilini dünyaya tanıttı. Bursa'da fabrika için hazırlıklar sürerken tamamen elektrikli olacak otomobilin üretiminde görev alacak nitelikli iş gücünü yetiştirmek üzere Millî Eğitim Bakanlığı da harekete geçti.

Yerli ve milli bir üretimle gerçekleştirilecek olan bu projede ihtiyaç duyulan teknik elemanın yetiştirilmesi amacıyla fabrikanın açılacağı Bursa'da eğitim veren Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı'nda ilk kez "Elektrikli Araçlar Dalı" açılacak. Kısa sürede müfredatı oluşturulacak alan programı doğrultusunda öğretmen eğitimleri gerçekleştirilecek ve bu alana önümüzdeki eğitim-öğretim yılında Liselere Geçis Sistemi (LGS) kapsamında sınavla öğrenci alınacak.

Bursa Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde yeni açılacak elektrikli araçlar dalında öğrencilere hibrit araçlar, elektrikli araçlar, hidrojenle çalışan araçlar, pil teknolojisi, elektrikli motorlar, sensörler, görüntü işleme, led teknolojisi, CCTV (Kapalı Devre Kamera Sistemleri),  mekanik sistemleri, şarj istasyonları teknolojisi, elektroliz teknolojileri ile ilgili yetkinliklerin kazandırılacak.

Yerli otomobile teknik eleman desteği müjdesini veren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve tüm toplumumuzun heyecanını biz de paylaşıyoruz." dedi. Türkiye'nin otomobilini üretecek nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için süratle çalışmaların başladığını duyuran Bakan Selçuk şöyle devam etti:

"Bakanlık olarak mesleki ve teknik eğitimi yeniden yapılandırırken ülkemizin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyoruz. Bu kapsamda çok sayıda yeni projeyi son bir yılda başarılı bir şekilde uygulamaya koyduk.

Örneğin, savunma sanayisi alanında ihtiyaç duyulan teknik eleman ihtiyacını karşılamak üzere ASELSAN ile Ankara'da istihdam garantili ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesini kurduk ve mesleki ve teknik eğitimde ilk kez %1'lik dilimden öğrenci aldık. Benzer şekilde otomotiv, endüstri, biyoteknoloji, uzay-havacılık ve saatçilik sektörü gibi pek çok alanda kullanılan ve ileri teknolojinin temelini oluşturan mikromekanik alanında istihdam garantili mesleki eğitim vermeye ilk kez 150 yıllık Bursa Tophane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde başladık.

Kırıkkale'de Makine ve Kimya Endüstri Kurumu (MKEK) ile savunma sanayisine yönelik yeni bir mesleki ve teknik Anadolu lisesi kuruyoruz. Yerli otomobil projesine de üretimin yapılacağı Bursa'da ihtiyaç duyulacak teknik eleman yetiştirmek üzere ilk kez Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı'nda elektrikli araçlar dalı açacağız. Bu amaçla Bursa Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesini seçtik.

Bakan Yardımcım Mahmut Özer'in koordinasyonunda Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğümüz çalışmalarına başladı. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılı itibariyle bu alana ilk öğrencilerimizi alacağız."